Hatay Depremzede Derneği ve Zelzele Dayanışma Derneği Kalıcı Konutlar Hakkında Açıklama Yaptı

Hatay Depremzede Derneği ve Sarsıntı Dayanışma Derneği üyeleri ortak bir basın açıklaması yaparak sarsıntının üzerinden 470 geçtiğine, konut teslimi bir yana konutların nasıl ve ne şikilde yapılıp teslim edileceğine ait vatandaşların dertli bir ömür sürdürdüğü söyledi.

“Rezerv alan üzere kavramlarla meşgul ederek vakit kazanmaya çalışıyorlar”

Basın açıklamasını okuyan Hatay Depremzede Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Ece Hakikat, “Hatay’da konut gereksinimi 250 bini aşkınken şu ana kadar teslim edilen konutlar, muhtaçlığın yüzde 10’una bile ulaşamamıştır. Zelzeleden 1 ay sonra bizlere ‘1 yıl içinde konutlarınız hazır’ diyerek bizleri oyalayanlar, yaşadığımız acıyı ve öfkeyi dizginlemeye çalışanlar zelzelenin akabinde 1 buçuk yıl geçmiş olmasına karşın bizi riskli alan, rezerv alan, yerinde dönüşüm üzere kavramlarla meşgul ederek, tartıştırarak vakit kazanmaya çalışıyor. Rezerv alanın ne demek olduğu anlaşılmaya çalışılırken mülksüzleştirilme, demografik yapının bozulması üzere birçok kaygı geziniyor kentin sokaklarında” dedi.

“Tüm bu sorular aylar geçmiş olmasına karşın öylece yanıtsız duruyorken toplumdaki baş karışıklığını gidermek, iktidarın sorumluluğundadır” denilen basın açıklamada, öne çıkan başlıklar şöyle:

“Belirsizlikleri gidermekle yükümlü olan iktidardır”

Depremin akabinde 15 ay geçmiş olmasına karşın meskeni, işyeri, tüm mahallesi yıkılmış vatandaşlar, bırakın mahallesine işyerine kavuşmayı; konutlarına kavuşamadığı için birçok yaşamsal meseleyle baş etmeye çalışıyor. Yaratılan bu meçhullükten kaynaklı toplumda rezerv alana dair farklı yönelimlerin ortaya çıkması, toplumun rezerv alanlarla ilgili bütünlüklü bir berraklaşma yaşamasının önünde büyük mani teşkil ediyor. Bu berraklaşmanın yaşanmamasının temel sorumlusu, belirsizlikleri gidermekle yükümlü olan iktidardır.

“Şeffaf bir süreç olması gerekmekte”

Hatay’ın yine inşa sürecinin; Hatay halkıyla müzakere edilerek bu kentin tarihî hafızasının mihenk noktası olarak belirlendiği, rantın ve talanın olmadığı, mülksüzleştirme korkusunun giderildiği, şeffaf bir süreç olması gerekmektedir. Bizler telaffuzlar üzerinden bir hayat kurgulayamayacağımızı tekraren olduğu üzere bir sefer daha deneyimledik.

“Kentin inşa sürecini sokak sokak bilmek istiyoruz”

Kentin inşa sürecini sokak sokak, mahalle mahalle bilmek, buna dair kelam söylemek istiyoruz. Bu kapsamda bizler, muğlak tanımlamalarla hayatımıza soktuğunuz rezerv ve riskli alanların halkın dahil edilmediği bir süreçle yönetilmesini kabul etmiyoruz. Verdiğiniz sözleri tutmadığınızı da görerek kelam ve telaffuzlarla değil maddelerle teminat istiyoruz. Tümüyle yıkılmış mahallelerde rezerv alan sürecinin nasıl işleyeceğinin, konutların ne vakit teslim edileceğinin, rezerv alan sonrası kaç konut teslim edileceğinin, bu konutların kimlere hangi şartlarda teslim edileceğinin, daha evvel kirada olanların haklarının korunup korunmayacağının, bunların netleşmesiyle demografik yapının korunacağının, yapılan anahtar teslimli ihalelerle konut başına düşen maliyetlerin ne kadar olacağının, konut başı maliyetlerin tespiti yapıldıktan sonra bedelsiz verilmesi gereken konut maliyetlerinin ne kadarını halka yükleyeceğinizin kelamlı değil yazılı teminatını istiyoruz.”